yer almak - Turkish English Dictionary

yer almak

Meanings of "yer almak" in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

Turkish English
General
yer almak fall within v.
These networks fall within the framework of the general objective of social and economic cohesion.
Bu ağlar, sosyal ve ekonomik uyum genel hedefi çerçevesinde yer almaktadır.

More Sentences
yer almak rank among v.
The pledge to stop smoking cigarettes ranks among the top ten New Year's resolutions year after year.
Sigarayı bırakma sözü her yıl Yeni Yıl kararları arasında ilk on sırada yer alıyor.

More Sentences
yer almak take part v.
Very often, however, they are hindered from taking part in our society.
Ancak çoğu zaman toplumumuzda yer almaları engellenmektedir.

More Sentences
yer almak figure v.
Her concerns didn’t figure among the company’s agenda.
Onun kaygıları şirketin gündeminde yer almıyordu.

More Sentences
yer almak be involved in (a project, a job) v.
Tom was involved in Mary's abduction.
Tom, Mary'nin kaçırılmasında yer aldı.

More Sentences
yer almak be located in v.
The train station is located in the center of the city.
Tren istasyonu şehrin merkezinde yer almaktadır.

More Sentences
yer almak appear in v.
The extension of this mandate and the reservations I have therefore appear in this document, which is a public document.
Bu nedenle bu yetkinin genişletilmesi ve sahip olduğum çekinceler, kamuya açık bir belge olan bu belgede yer almaktadır.

More Sentences
yer almak be situated in (a place) v.
A little village is situated in between both towns.
Küçük bir köy, iki kasaba arasında yer alır.

More Sentences
yer almak rank v.
The aim is for the Northern Dimension to grow to rank with the MEDA Programme among other good EU programmes.
Amaç Kuzey Boyutunun büyüyerek MEDA Programı ile birlikte diğer iyi AB programları arasında yer almasıdır.

More Sentences
yer almak lie v.
Istanbul lies between Tekirdağ and İzmit.
İstanbul, Tekirdağ ile İzmit arasında yer alır.

More Sentences
yer almak site v.
Their new cabin was sited next to a lake.
Yeni kulübeleri bir gölün yanında yer alıyordu.

More Sentences
yer almak feature v.
This point will feature in the joint resolution.
Bu husus ortak kararda yer alacaktır.

More Sentences
yer almak fall into v.
yer almak be in the swim v.
yer almak rank as v.
yer almak precondition v.
yer almak put in an appearance v.
yer almak be in v.
yer almak (for someone) have a part in v.
yer almak come in on v.
yer almak go on v.
yer almak go in for v.
yer almak play a part v.
yer almak bear v.
yer almak hold v.
yer almak hit v.
yer almak fellowfeel v.
yer almak sit in v.
yer almak appear v.
yer almak go v.
Phrasals
yer almak come about v.
yer almak come in on v.
yer almak hold forth v.
yer almak roll around v.
Idioms
yer almak be in the frame v.
Law
yer almak enter v.

Meanings of "yer almak" with other terms in English Turkish Dictionary : 169 result(s)

Turkish English
General
yanında yer almak take sides with (someone) v.
I took sides with them in the argument.
Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.

More Sentences
ilk üçte yer almak podium v.
The sprinter trained hard to podium in the upcoming race.
Sprinter yaklaşan yarışta ilk üçte yer almak için çok çalıştı.

More Sentences
tam üzerinde yer almak emblazoned adj.
The company logo was emblazoned on the employee uniforms.
Şirket logosu çalışan üniformalarının tam üzerinde yer alıyordu.

More Sentences
aktif olarak yer almak actively participate in something v.
aktif olarak yer almak play an active role v.
yarışmada yer almak go in for v.
kapsamında yer almak take place in the scope of v.
kapsamında yer almak be within the scope of v.
literatürde yer almak take part in literature v.
literatürde yer almak take place in literature v.
arasında yer almak be one of the v.
arasında yer almak be one of (the most important/largest...) among v.
arasında yer almak remain one of the most v.
listede yer almak be on the list v.
haberlerde yer almak be seen in the news v.
haberlerde yer almak be reported in the news v.
haberlerde yer almak be shown in the news v.
haberlerde yer almak appear in the news v.
-de yer almak join in v.
içinde yer almak be included v.
içinde yer almak be involved v.
-den önde yer almak precede v.
ilk sıralarda yer almak be placed near the top v.
ilk sırada yer almak be placed on the top v.
ilk sırada yer almak take place on the top v.
ilk sıralarda yer almak take place near the top v.
üst sırada yer almak be on the top v.
üst sırada yer almak be on the highest position v.
üst sırada yer almak be at the top v.
(birinci, ikinci, onuncu vb) sırada yer almak be ranked at the v.
üst sıralarda yer almak be at the top v.
(birinci, ikinci, onuncu vb) sırada yer almak be ranked as the v.
birlikte yer almak muck in v.
tarafında yer almak take sides with (someone) v.
tarafında yer almak be on someone's side v.
yanında yer almak be on someone's side v.
medyada yer almak appear on press v.
medyada yer almak have media coverage v.
medyada yer almak appear on media v.
medyada yer almak have press coverage v.
mücadele içinde yer almak take part in the struggle v.
mücadelede yer almak take part in the struggle v.
bir adım önünde yer almak be one step ahead of v.
en iyiler arasında yer almak be among the best v.
ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almak be the second most common cause of death v.
bünyesinde yer almak be/exist within the structure of v.
fuarda/sergide yer almak get a booth v.
adı basında yer almak (one's name) appear in the press v.
dizinde yer almak fit into the sequence v.
projede yer almak get involved in the project v.
projede yer almak take part in the project v.
listede yer almak take place in the list v.
bir toplantıya katılmak veya oy kullanmak yahut oyunda yer almak üzere bir yere gitmek turn out v.
medyada geniş yer almak receive widespread media coverage v.
borç hesabında yer almak carry v.
katalogda yer almak catalog v.
katalogda yer almak catalogue v.
kafilede yer almak cavalcade v.
terasta yer almak terrace v.
maratonu andıran müsabakalarda veya faaliyetlerde yer almak marathon v.
(gösteride) baş sanatçı olarak yer almak headline v.
at yarışında yer almak horse-race v.
(ifadede veya cümlede) yer almak go v.
yazıda yer almak go v.
kostümlü oyunda yer almak cosplay v.
siyasi kampanyada yer almak politic v.
kutlamada yer almak corrobory v.
(oyunda) ilk kez yer almak premier v.
(oyunda) ilk kez yer almak premiere v.
hizipte yer almak schismatize [us] v.
(kilisede) hizipte yer almak schismatise [uk] v.
araştırmada yer almak scrimmage v.
tövbe salısı etkinliklerinde yer almak shrove [obsolete] v.
müzakerede yer almak sit down v.
kısa güldürü oyununda yer almak sketch v.
(bir tartışmada) karşıda yer almak square [obsolete] v.
(partnersiz şekilde) bir etkinlikte yer almak stag v.
(bir oluşumda) yer almak stand v.
aktif olarak yer almak stickle [obsolete] v.
(savaşta) yer almak strike v.
yukarıda yer almak superlie v.
üzerinde yer almak superlie v.
de yer almak rank v.
başında yer almak head v.
Phrasals
(sıralamada/yarış sonunda birinden) daha alt sırada yer almak place behind (someone or something) v.
bir kategorinin içinde yer almak come within something v.
en önde yer almak be in the forefront v.
fiziksel bir yayının içerisinde yer almak print (something) in (something else) v.
ortak bir girişimde/teşebbüste yer almak go in v.
ikinci sırada yer almak come after (someone or something) v.
-de yer almak partake of v.
bir şeyde yer almak partake of something v.
bir şeyde yer almak appear in something v.
bir performansta/gösteride yer almak appear in something v.
(iki şeyin) arasında yer almak come between v.
(biriyle başka birinin) arasında yer almak/gelmek come between (someone and someone else) v.
(bir şeyle başka bir şeyin) arasında yer almak/gelmek come between (something and something else) v.
(iki veya daha fazla kişinin) arasında yer almak/gelmek come between (two or more people) v.
içinde yer almak come within v.
(bir şey) kapsamında yer almak fall within (something) v.
bir şeyde yer almak figure in something v.
(bir şeyin) arkasında yer almak lay behind (something) v.
daha alt sırada yer almak place behind v.
(birileri/bir şeyler) arasında yer almak/sayılmak rank among (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yanında/tarafında yer almak side with (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) arkasında durmak/yer almak stand behind (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle birinin/bir şeyin) arasında durmak/yer almak stand between (someone or something) and (someone or something) v.
Colloquial
aynı tarafta yer almak play ball with v.
bir şeyin içinde yer almak be in on v.
son zamanlarda basında sıkça yer almak get a lot of press lately v.
bir amaçla bir şeyde yer almak be in it for v.
bir şeyi başka bir şeyle karıştırıp yer değiştirmek/yanlışlıkla almak mix up v.
bir şeyde yer almak be in at something v.
(bir şeyin) içerisinde yer almak be in on (something) v.
Idioms
etkin ilişkilerde yer almak be in the swim v.
manşetlerde yer almak catch (the) headlines v.
arka planda yer almak take a back seat v.
bir şeyin arka planında yer almak lie behind something v.
geri planda yer almak take a back seat v.
kitap kapağındaki yazı yazanlar arasında yer almak line up to blurb v.
manşetlerde birinci sırada yer almak hit the headlines v.
ön saflarda yer almak be in the front line v.
manşetlerde birinci sırada yer almak make the headlines v.
şeytanın yanında yer almak be in league with the devil v.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak get the first crack at (something) v.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak have (the) first crack at (something) v.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak want the first crack at (something) v.
medyada iyi yer almak get/have a good press v.
medyada kötü yer almak get/have a bad press v.
medyada iyi yer almak get (a) good press v.
medyada iyi haberlerle yer almak get (a) good press v.
medyada kötü yer almak have (a) bad press v.
medyada iyi/olumlu yer almak have (a) good press v.
çıkar için kazananın yanında yer almak leap on the bandwagon v.
gidecekler arasında yer almak be for the chop v.
(proje, plan) son verilecekler arasında yer almak be for the chop v.
bir şeyde yer almamak/almak istememek have/play/take/want no part in/of something v.
(bir şeyin) içinde olmak/yer almak be art and part of (something) v.
içinde olmak/yer almak be art and part of v.
içerisinde yer aldığı bir şeyin aynı zamanda karşısında yer almak hold with the hare and run with the hounds v.
bir şeyde yer almak be (a) party to something v.
(işlerin içinde) aktif bir yer almak be in the swim (of things) v.
bir şeyde yer almak be party to something v.
manşetlerde birinci sırada yer almak grab the headlines v.
(bir şeyin) içinde yer almak play a part in (something) v.
(bir şeyin) içinde yer almak play a role in (something) v.
(bir şeyin) içinde yer almak play a part (in something) v.
(bir şeyin) içinde yer almak play your part (in something) v.
Trade/Economic
pul veya sikke kataloğunda belli bir fiyatla yer almak catalog v.
pul veya sikke kataloğunda belli bir fiyatla yer almak catalogue v.
Law
soygunda yer almak take part in robbery v.
(davada veya yasal işlemde) taraf olarak yer almak implead v.
Religious
kutsal bir metinde yer almak canonize v.
kutsal bir metinde yer almak canonise v.
Environment
toprak kayalardan örnekler almak için yer kabuğunu mohorovicic süreksizliğine kadar delmeyi amaçlayıp vazgeçilmiş bir araştırma projesi mohole n.
Military
(düşmanın) yer altı operasyonlarını etkisiz hale getirmek için önlemler almak countermine v.
Sport
(beyzbol) vurucunun durduğu ve puan almak için koşucunun ulaşması gerektiği yer home base n.
(maçın başlangıcında) (takımda) yer almak start at v.
yarış ekibinde yer almak row v.
kürek yarışında yer almak row v.
dövüşte yer almak fight v.
oryantiringde yer almak orienteer v.
motokrosta yer almak scramble v.
bir yarışmada yer almak start v.
Football
ilk onbirde yer almak be in the starting eleven v.
ilk onbirde yer almak be in the first eleven v.
ilk onbirde yer almak starting eleven v.
Baseball
vurucunun durduğu ve puan almak için koşucunun ulaşması gerektiği yer the plate n.
Music
haftanın en çok satanları listesinde yer almak chart v.